Leo Serenes hotel | Alaçatı

Alaçatı Tarihi  

Günümüzün nezih ve popüler tatil beldesi Alaçatı’nın tarihi, Arkaik döneme kadar uzanır. Anadolu tarihinde “İyonya” olarak geçen, İzmir’in güneyinden başlayıp Menderes Irmağı’na kadar uzanan bölgenin tam merkezinde bulunur.

Alaçatı'nın antik çağdaki ismi ise “Agrilia”dır. Alaçatı, tarihindeki ilk kırılma noktasını Osmanlı döneminde yaşar. Erken Osmanlı döneminde “Piyade” ya da“Süvari” köyü olarak bilinen bu güzel toprakların ismi, bölgeye aynı dönemde yerleşen “Alacaat Aşireti” ile anılmaya başlar.
17. yüzyıla gelindiğinde, dönemin sadrazamı, güneyi bataklık olan bölgenin ıslah edilmesini buyurur. 1830’larda bölge ayanı olan Hacı Memiş Ağa, Sakız Adası’ndaki Rum nüfusu bölgeye çağırır.
Alacaat köyünde sıtmaya yol açan bataklığı kurutmak üzere, Alaçatı Limanı’na bir kanal açılır. Açılan kanal ise sonradan gemilerin yanaştığı bir liman olur.
Yöredeki toprak sahibi Türkler, kanal inşası için gelen Rum işçilere tarlalarını “imar” edip işlemeleri koşulu ile verir. Böylece denizden bir kaç kilometre içeride
bir köy kurulur.
Bugün Alaçatı’nın birer birer restore edilmekte olan göz alıcı taş evlerinin çoğu, 1850-1890 yılları arasında inşa edilen bu tarihi evlerdir. Rumların yöreye yerleşip Türk toprak sahiplerinin verimli tarlalarını kiralamasıyla Alaçatı’da bağcılık da gelişmeye başlar. Maddi olanakları geliştikçe işlettikleri tarlaları satın almaya başlayan Rumlar ile birlikte ticaret hayatı da hareketlenir. Çoğu Rum olan nüfus, o tarihlerde 12.000’e ulaşmıştır.30 Ocak 1923’te Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan “mübadele anlaşması” ile Türkiye’deki yerleşik Ortodoks Rumlar Yunanistan’a gönderilir. 19. yüzyıl sonunda bağları ve şarabı ile ünlenen bölgenin geçim kaynağı, nüfus değişimi ile birlikte tütün ekimi, kavun yetiştiriciliği ve hayvancılık olarak dönüşür. Beldenin Alacaat’dan gelen ismi Rumlar tarafından Alatzada olarak kullanılırken, sonraları “Alaçatı” halini alır. 1990’lara gelindiğinde ise Alaçatı bu kez de rüzgarıyla ün salmaya başlar.
Rüzgar sörfü tutkunlarının limana gelmesi ile birlikte, Alaçatı’nın “turistik belde”ye dönüşümü başlamış olur. Alaçatı günümüzde, koruduğu tarihi dokusu ve doğal güzelliği ile turizmin en gözde ve seçkin tatil beldelerinin başında gelmektedir.

Alaçatı'da Sörf  

Uzun plajlarında ve sakin denizinde yapılabilen bu aktivitenin başkenti Alaçatı diyebiliriz. Avrupa’da bu bölge “Alaçatı Sörf Paradise” olarak biliniyor.
Port Alaçatı ve Yat Limanı ile yakın zamanda ülkemizin en iddialı turistik beldesi olan Alaçatı, bu spor dalına ait yarışmalara ve kamplara da ev sahipliği yapıyor.
Denizinin sığlığı ve yıl boyu hakim olan rüzgar şiddeti burayı oldukça özel kılıyor. 
Alaçatı sörf yapmaya elverişli alanlarının dışında dalış ve diğer su sporları için de uygun imkanlar oluşturuyor.
Çark Plajı,
Windsurf Paradise
Yumru Koy ve Seaside
Alaçatı sörf merkezleri arasında öne çıkan isimler bunlardır.